Alman politikacı: Batı'nın Türkiye eleştirisi ikiyüzlülük
Almanya'da eski Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Milletvekili Jürgen Tödenhöfer, Batı'nın Türkiye'ye iki yüzlü davrandığı belirterek Batı'nın tutumunu eleştirdi.
22 Şubat 2020 - 09:07 - Güncelleme: 10 Mart 2020 - 16:35
Tödenhöfer, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki hesabından yayınladığı yazısında, '‘Batı'nın Türkiye eleştirisi ikiyüzlü’ başlığını kullandı.
Jürgen Tödenhöfer yazısında, Batı'nın, müttefiki olan Türkiye'ye hiç uygun bir davranışta bulunmadığını belirterek, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini hatırlattı.
Türkiye'nin bu kötü zamanda daha çok dosta ihtiyacı olduğunu ifade eden Tödenhöfer, ''Türkler bize mülteci konusunda yardımda bulunmadı mı? Eğer bu eleştiriler aynı düzeyde diğer ülkeler için de uygulansaydı, Türkiye bu eleştirileri kaldırabilirdi.'' ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği’nin Türkiye'yi zaten üye yapmak istemediğini dile getiren Tödenhöfer, Avrupa Parlamentosu'nun üyelik müzakerelerini "dondurma" kararı almasını da eleştirdi.
ABD gibi diğer NATO ülkelerinin üyelik müzakerelerinin dondurulmasının asla düşünülemeyeceğini vurgulayan Tödenhöfer, bunun ABD'nin ağır insan hakları ihlali ve uluslararası hukuk dışı saldırılarına rağmen hiçbir zaman tartışma konusu dahi olamadığına dikkati çekti.
"Biz Almanlar, Türkiye hükümetinin bu tepkisi karşısında şaşırmalı mıyız?"
Türkiye karşıtı olan bazı Alman eleştirmenlerin ilk önce Almanya'daki 70’li yıllarda faal olan Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) adlı terör örgütünün "radikaller genelgesine" bakması gerektiğine işaret eden Tödenhöfer şunları kaydetti:
''RAF yirmi yılda 30 kişiyi öldürdü. Demokratik anayasal düzenimizi hiçbir zaman ciddi bir tehlikeye sokmamıştır. Buna rağmen, o günlerde 3,5 milyon insan araştırılmış, 11 bin meslekten men cezası ve 2 bin 200 disiplin süreci uygulanmıştır. Bin 500 kişinin devlet memuru olmasına izin verilmemiş ya da ihraç edilmiştir. Türkiye'deki darbe girişiminde bir gecede 250’den fazla insan ölmüştür. Tüm Türkiye'nin kaderi bıçak sırtındadır. Biz Almanlar, Türkiye hükümetinin bu tepkisi karşısında şaşırmalı mıyız? Biz, askeri diktatörlük tehlikesini önemsiz mi görmeliyiz? Eğer darbe girişimi başarıyla sonuçlansaydı Türkiye daha demokratik ve daha bir hukuk devleti mi olacaktı? Almanya darbe girişiminde daha mı sessiz kalacaktı? Biz kendimize "koruyucu demokrasi" ifadesini kullanıyoruz.''
Eleştirinin hür toplumlarda normal karşılandığını belirten Tödenhofer, kendisinin de ülkesini çok sevmesine rağmen hükümeti eleştirdiğini dile getirdi.
Türkiye'de tartışılan idam cezasını kendisinin de kabul etmediğini ifade eden Tödenhofer, ''Ben idam cezasını ABD ve diğer güçlü ülkeler karşısında da eleştiriyorum. Demokraside haklı eleştiri her zaman meşrudur. Meşru ve adil olmayan şu anda Batı'nın körüklediği nefrettir, kışkırtmalardır ve Türk karşıtı ırkçılıktır. Aşağılayıcı ve yalnızca kendi adaletini savunan batılı eleştirmenlerin düşüncesi şöyledir; 'Biz sizi AB'de istemiyoruz ama siz yine de bizim kurallarımıza uymalısınız'. Korkum müttefik ve dost olarak Türkiye'yi kaybedeceğimizdir. Üzgünüm'' ifadelerini kullandı.
Jürgen Tödenhöfer yazısında, Batı'nın, müttefiki olan Türkiye'ye hiç uygun bir davranışta bulunmadığını belirterek, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini hatırlattı.
Türkiye'nin bu kötü zamanda daha çok dosta ihtiyacı olduğunu ifade eden Tödenhöfer, ''Türkler bize mülteci konusunda yardımda bulunmadı mı? Eğer bu eleştiriler aynı düzeyde diğer ülkeler için de uygulansaydı, Türkiye bu eleştirileri kaldırabilirdi.'' ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği’nin Türkiye'yi zaten üye yapmak istemediğini dile getiren Tödenhöfer, Avrupa Parlamentosu'nun üyelik müzakerelerini "dondurma" kararı almasını da eleştirdi.
ABD gibi diğer NATO ülkelerinin üyelik müzakerelerinin dondurulmasının asla düşünülemeyeceğini vurgulayan Tödenhöfer, bunun ABD'nin ağır insan hakları ihlali ve uluslararası hukuk dışı saldırılarına rağmen hiçbir zaman tartışma konusu dahi olamadığına dikkati çekti.
"Biz Almanlar, Türkiye hükümetinin bu tepkisi karşısında şaşırmalı mıyız?"
Türkiye karşıtı olan bazı Alman eleştirmenlerin ilk önce Almanya'daki 70’li yıllarda faal olan Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) adlı terör örgütünün "radikaller genelgesine" bakması gerektiğine işaret eden Tödenhöfer şunları kaydetti:
''RAF yirmi yılda 30 kişiyi öldürdü. Demokratik anayasal düzenimizi hiçbir zaman ciddi bir tehlikeye sokmamıştır. Buna rağmen, o günlerde 3,5 milyon insan araştırılmış, 11 bin meslekten men cezası ve 2 bin 200 disiplin süreci uygulanmıştır. Bin 500 kişinin devlet memuru olmasına izin verilmemiş ya da ihraç edilmiştir. Türkiye'deki darbe girişiminde bir gecede 250’den fazla insan ölmüştür. Tüm Türkiye'nin kaderi bıçak sırtındadır. Biz Almanlar, Türkiye hükümetinin bu tepkisi karşısında şaşırmalı mıyız? Biz, askeri diktatörlük tehlikesini önemsiz mi görmeliyiz? Eğer darbe girişimi başarıyla sonuçlansaydı Türkiye daha demokratik ve daha bir hukuk devleti mi olacaktı? Almanya darbe girişiminde daha mı sessiz kalacaktı? Biz kendimize "koruyucu demokrasi" ifadesini kullanıyoruz.''
Eleştirinin hür toplumlarda normal karşılandığını belirten Tödenhofer, kendisinin de ülkesini çok sevmesine rağmen hükümeti eleştirdiğini dile getirdi.
Türkiye'de tartışılan idam cezasını kendisinin de kabul etmediğini ifade eden Tödenhofer, ''Ben idam cezasını ABD ve diğer güçlü ülkeler karşısında da eleştiriyorum. Demokraside haklı eleştiri her zaman meşrudur. Meşru ve adil olmayan şu anda Batı'nın körüklediği nefrettir, kışkırtmalardır ve Türk karşıtı ırkçılıktır. Aşağılayıcı ve yalnızca kendi adaletini savunan batılı eleştirmenlerin düşüncesi şöyledir; 'Biz sizi AB'de istemiyoruz ama siz yine de bizim kurallarımıza uymalısınız'. Korkum müttefik ve dost olarak Türkiye'yi kaybedeceğimizdir. Üzgünüm'' ifadelerini kullandı.
FACEBOOK YORUMLAR