TÜRK MÜZİĞİNİN YASAKLANMASI VE TRAJI KOMİK GELİŞMELER
Türk musikisi mutfak paçavrasından başka bir iey değildir. Başın saranlara helal olsun, bu musiki otomobil devrinde bir kağnı arabasıdır. Başı ağırmadan Türk musikisi dinleyenlerin başıbal kabağından yapılmış olmalı.
“Akşam Çankaya’ya döndüğümde Atatürk’ü sofrada buldum. Karşısında Inönü oturuyordu. Kendi sağına da Konya Kız Öğretmen Mektebi müdiresi Saadet hanım, solunda isminin Refet Süreyya olduğunu öğrendiğim bir bayan oturuyordu. Inönü’nün sağında Afet Hanım, solunda S. Hanım bulunuyor. Diğer misafirler Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Ali Cenani, Rasim Ferit ve Tevfik Beyler. Gazi konuşuyor sanattan bahsediyor, herkes dinliyor. Bir ara kalktı müziğe vals çaldırdı.
Refet Süreyya Hanım’ı dansa kaldırdı. Bu dün akşam bahsi geçen artistmiş. Danstan sonra biraz oturulup içildi, artist bayan bir paravanın arkasında soyundu çıplak denecek bir halde ortaya çıktı açık sarı ince ipekli bir mayo ve tül bir gömlekle serpanten danslar Hindistan oyunları yaptı. Almanya’da 9 sene bulunmuş bu marifetleri öğrenmiş. 30 yaşlarında dolgunca etli, bacaklarındaki mor mor lekeler morfinoman olmak ihtimalini gösteriyor.
Yemek neşeli geçiyor, içiliyor, konuşuluyor, alkışlar yapılıyor, arada bir hep birden dans ediliyor. Atatürk Afet hanımla da dans etti. Bu zarif genç pembe ipekli dekolte tuvaleti ve güzel endamı ile göze çarpıyordu.
Atatürk bu gece pek neşeli, kimseye laf vermiyor hep kendisi anlatıyor bazen sazendelerle beraber şarkı söylüyor ve onları kendisi sürüklüyordu. Şarkı söylerken bile hanendelerin kendisine takaddüm etmesine meydan vermiyor. Rumeli havalarından pek hoşlanıyor “şahane gözler” türküsü tekrar tekrar söyleniyor, bununla beraber bu eğlenceler arasında kendi kibarlığından, vakarından bir şey kaybetmiyor, arada bir misafirlerimin neşesi benim de neşemdir diyor.
Bir ara eskiden yazdığı bir hatıra defteri getirtti. 1918′de Karlsbat’ta Fransızca yazmış. Bundan birkaç sayfayı Ruşen Eşref’e okuttu, Türkçeye çevirtti. Bir şatoda güzel bir dansözle nasıl görüştüğünü onunla çeşitli danslarını açık açık yazmış. Ruşen de uzun boyu gibi yüksek sesi ile bunları ballandıra ballandıra şairane bir eda ile okudu. Ilk gördüğüm bu genç ve güçlü şairden pek hoşlandım.
Inönü az içiyor, kendisini güzel idare ediyor. Atatürk bir ara çıplak dansözle dans etmesini Inönü’ye teklif etti, o kendisine mahsus bir incelikle işi geçiştirdi.”
(Fahrettin Altay, 10 Yıl Savaş Ve Sonrası, Eylem Yayınları, Ankara 2008, sayfa 406, 407.)
…Kemalcilik ve Atatürkizm üzerine e-kitap…
FACEBOOK YORUMLAR